8 Mayıs 2017 Pazartesi

Fırtına Sonrası



Ben hep fırtına sonrasındaki o tatlı havayı sevdim,
Denizin durulmasını bekledim sabırla,
Kimi zaman avucuma konan martıyı izledim usulca,
Onun yerinde olduğumu hayal ettim,
Gülümsedim, denize, martıya, fırtınaya da, fırtınaya da...
Çoğu zaman bir hızla yetişmeye çalışırken hızla dönen dünyaya,
Birden durup, her şey ne kadar da boş dedim, duruldum, dinlendim...
Yordu beni, şu kısır döngülerin benim denizimi dalgalandırması..
Her seferinde çözüldüğü zannedilen o düğümün tekrar karşıma çıkması,
Dünya hayatı işte, yapman gerekenleri yap,yaşa gitsin, çok da bağlanma,
Öyle kolay değil diyorum sonra,
Hep aniden ruhuma gelen sonsuzluk isteğini durduramıyorum,
İnsan işte, hep tatmin olmayan, hep dünyanın dahi yetmediği
Sonundaki o ab-ı hayat hayali... 

Hayaller İnsanı Bağlar Dünyaya


Özgürlük... Benim diğer adım,
Prangalara vurulurken yüreğim, umut eden bir yanım hep vardı
Siyahla beyazın ortasındaki o gri bende hep siyaha yakındı,
Hayatı hep bir okul olarak görüşüm, öğrencilikte sınıfta kalışlarım,
Kimi zaman bir kaç adımı hızla yürüyüşüm
Bunlar hep benim zıtlıklarımdı.
Doğru vaktiyse eğer, bazen sadece ama sadece orada durmak gerekir,
Durmak insana geniş açıdan yol gösterir,
Adım atma vaktin geldiğinde ise o zaman durmak senin zehirindir.
Şimdi biraz durma zamanı, yavaşlama, hayatının özünü içten içe yaşama,
Bunca yıl ne yaşadıysan, hepsini şimdiyle harmanlama zamanı,
Şimdi,
Eşlik etmesi gereken duygularını almalı yanına,
En çok da hayallerini,
Hayaller insanı bağlar dünyaya..